Gelen mailler, yazışmalar

Tedavi süreci, VAD tedavisi ile başladı. VAD bir tür kemoterapi. Dekort ile birlikte, üç kür ( = üç ay) VAD verildi. 5 gün hastanede yattım. 4gün x 24 saat koldan sürekli ilaç verildi. Yan etkiler konusunda hiç bir şekilde uyarılmadığımdan, ikinci gün soluk almamın zorlaşması ve kalbimin düzensiz bir şekilde çarpması beni endişelendirdi. Önce akciğer tomografisi yapıldı. Ciğerde su toplanıp toplanmadığını kontrol ettiler. Sonra EKG , eforlu test falan derken kendimi anjiyo masasında buldum. (kasığınızdan bir kamera sokup, kalp civarındaki damarlarda bir problem olup olmadığına bakıyorlar. Zor ve acılı bir işlem değil aslında) Anjiyo sonucu iyi çıktı ve tedaviye döndüm. Sonradan bunların VAD tedavisinin standart yan etkilerinden olduğunu anladım, boşuna anjiyo olmuştum. Buna sinir olduğumu belirtmeliyim.

Gerçi sonradan anjiyo sonuçlarının temiz (yani kalbimin sağlam) olduğunu bilmek işime yaradı ve bana güven verdi.

Hastanede iken halsizlik ve uykusuzluk( kortizon nedeni ile) problem oldu. Sesim bozuldu. Sürekli yatmaktan kaslarım eridi. Tuvalete kolumda bağlantılar ile gidip gelmek ilk başta zor geldi, ama sonra alıştım. Kafam yerinde olmadığından, ne doğru dürüst kitap okuyabildim ne de müzik dinleyebildim. Hastanede çok sıkıldım, dakikaları saydım ve eve nasıl gittiğimi bilemedim. Ancak eve döndükten sonra, ateşlendim. Hastaneden bir enfeksiyon ile dönmüştüm muhtemelen.

O gece, hayatımın en zor gecesini geçirdim. Eklemlerimin nasıl ağrıdığını , kabuslarla nasıl sabaha kadar boğuştuğumu anlatmama imkan yok. (Allah bir daha öyle bir gece yaşatmasın) O kadar kötü durumdaydım ki, sesimi bile çıkaramadım. Yanımda yatan eşimden yardım isteyemedim. Sabahı edene kadar bittim, tükendim. 3. gün içimdekiler ishal ile boşalmadan da rahat edemedim.

Her gece terden sırılsıklam oluyor, üç-dört kez üzerimi değiştiriyordum. Sadece parasetemol almama izin veriyorlardı. Parasetemol yutup yattığım zaman nispeten daha rahat uyuyordum fakat terleme iki kat artıyor, tere batıp çıkıyordum.

İkinci küre başlamak için 28 gün bekleniyor. Bu arada, birbirini takip eden periyodlar ile, 4 gün dekort (kortizon) alıyor, dört gün almıyorsunuz. Günlük 40 mg kortizon almak için, piyasada satılan en yüksek doz olan 0,75 mg’lık dekorttan 53 tane yutmanız gerekiyor. Sabah 33 akşam 20 adet. Başlarda, dekortumu yutar, işimi yaparım diye düşünüyordum. Bir süre sonra böyle olmayacağını anladım. Sabah 33 hapı yuttuğumda, kendimi çok tuhaf hisssettim. Beynim kafamın içinde ters döndü, dizlerim titriyordu. Yürüyordum ama, robot gibi. Kafamı toplayamıyordum. Buna rağmen azimle yürüdüm..yürüdüm. İşler için koşturdum. Bana kızdılar, “kendini yorma, dinlen” dediler dinlemedim. Evde oturursam, hastalığı düşünmekten korkuyordum sanırım. Kendimi işe vurdum, her ne kadar verimli olmasa da. Yürümek iyi geldi, bacak kaslarım toparlandı ve eski hallerine geldiler. Kortizon aldığım günler 2-3 saat zor uyuyordum. Hiç uyumadığım günler de oldu. Tuzdan uzak duruyordum, ancak tutkunu olduğum şekerli gıdaları bolca tüketiyordum. Sonradan bunun büyük hata olduğunu anladım. Özellikle kortizonun vücutta biriktiği ilerki devrelerde, kan şekerinin kontrol altında tutulmasının ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz.

İlk kürün sonucunu gösteren tahliller yapıldı ve kemik iliğindeki kanserli hücre oranını gösteren önemli bir indikatör olan Gamma protein yüzdesi önemli bir düşme gösterdi. Bu bizi sevindirdi ve umutlandırdı.

İkinci kür'e daha bilgili ve hazırlıklı girdim. Sesim gidip, soluk almam zorlaşınca ve kalbim zıvanadan çıkmış gibi çarpınca, hiç ses etmedim. Böyle olacağını biliyordum. Nispeten daha rahat bir beş gün geçirdim (insan vücudu ilginç gerçekten, her şeye alışıyor) Ancak eve dönünce yine ateşlendim ve terden sırılsıklam geceler geçirdim. Kendimi çok kötü ve huzursuz hissediyor, fakat ne derdim olduğunu açıklayamıyordum. Yüreğim sıkılıyordu, kendimi sokaklara atmak istiyordum, fakat aksilik bu ya, hava çok soğuktu.Yine içimdekiler boşalmadan rahatlayamadım.

Dörder günlük periyodlarda kortizon dönemi tekrar geldi..Kortizon aldığımda uyku tamamen gidiyordu ve çok acıkıyordum.

Tuzsuz ve şekersiz olup da lezzetini kaybetmeyen ne yenebilir ? Cevabı kısa süre içinde keşfettim: Balık, evde pişirilen ızgara et, yoğurt ve kestane. (Kış olduğunu dikkate alın). Tuzsuz patates kızartması, haşlanmış-patlamış mısır ve müsli de yenebiliyordu. Kortizon almadığım günlerde, kontrolsüz bir şekilde yemeye başladım. Ne kadar yersem yiyeyim, doymuyordum.

İkinci kür sonrası tahliller, düş kırıklığı yarattı. Sonuçlar bir önceki sonuçlar ile hemen hemen aynı idi. İkinci kürün onca eziyetinin boşa gittiğini düşündüm. Doktorumun da biraz canı sıkıldı ve üçün küre devam etmeye karar verdik.

Üçüncü kür'e başlama zamanı geldi, ama başlayamadım. Ateşlenmiştim. Ateş hiç ihmal etmeden her akşam 5-6 saaatlerinde geliyor ve 38 derece civarında oluyordu. Parasetemol (Parol) ile ateşi düşürüyorduk. Fakat bir süre sonra Parol işe yaramamaya ateş de yükselmeye başladı. 39’u geçince telaşlandık. Sonra kontrolden çıktı ve 40’ı geçip 41’e yaklaştı. Zatürre olmuştum. Eşim geceleri, ateşler içinde yanan bedenime (eklemlerime) buzlu bezler koyarak ateşi düşürmeye çalışıyordu. Çin işkencesi budur herhalde.

Zatürrenin tepe noktasında, artık ölmek istediğimi belirttim. Dayanacak gücüm kalmamış, bütün direncim kırılmıştı.

Bundan sonra VELCADE tedavisi dönemi başladı.

Yorumlar

  1. Mehmet Bey selam,

    Benim annenin de aynı hastalıkdan tedavisi kocaeli araştırmada vad alarak devam ediyor.1. kürü verdiler. Şimdi 2.kür başlayacak. Mehmet Kurban Bey sizle nasıl temasa geçebilirm.
    Allah (c.c) herkese acil şifalr versin.
    Saygılarımla.
    İsmail Yağız

    YanıtlaSil
  2. Önce VAD vermişler anlaşılan, şimdi de Talidomid devam ediyorlardır. Normal görünüyor. Zaten biz şu tedavi daha iyi diyecek halde değiliz, biz de hastayız. Doktoru ne diyorsa o doğrudur. Doktorlar tahlil sonuçlarına bakarak biliyorlar ne vereceklerini. Düzenli aralıklarla kontrole götürmeyi ihmal etmeyin yeter ki.
    Geçmiş olsun.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Lütfen isim vererek doktorları kötüleyen yorumlar yazmayınız ve/veya yakınlarınızın vefatını bildirerek diğer hastaların moralini bozmayınız.
Yorumlarınızın yazı konusu ile ilgili olmasına dikkat ediniz. Genel konulardan ya da durumunuzdan bahsedecekseniz yorumunuzu Forum-2 yazısının altına yazınız. BLOGDAKİ YAZILARI, YORUMLARI TAM OLARAK OKUMADAN SORU SORMAYINIZ. ARAMA KUTUSUNU KULLANARAK SORMAK İSTEDİĞİNİZ KONUDA DAHA ÖNCE YAZILAN TÜM YAZI VE YORUMLARA ULAŞABİLİRSİNİZ.

Mail adresimi bulup mail atanlar: Mail'e cevap vermiyorum. Lütfen soru ve düşüncelerinizi blogdaki açık forum sayfasına ya da ilgili konunun sayfasına yazınız.

Pazarlama mesajlarını silmek için yorumlar denetlenmektedir, bu nedenle yorumunuzun yayınlanması BİRAZ ZAMAN ALABİLİR. Lütfen sabırlı olun, yorumunuz mutlaka yayınlanacaktır.

Katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lenalidomid (revlimid)

Forum - 1

1-Multiple myeloma (myelom) ile tanışma